3 haftadır St.Petersburg'dayım yine ama bir türlü elim gidip de blog yazamadım buraya. Yazacak bir sürü yer birikti yine. Ankara'ya dönünce çoook işim olacak :) Neyse bari biryerle başlayayım dedim. Petersburg beni her haliyle şaşırtmaya devam ediyor. Beyaz gecelerdeyiz malum. Bir türlü gece olmak bilmiyor. Alacakaranlığa dönüp yeniden gün aydınlanıyor. Herkes geç saatlere kadar sokaklarda. Sokak sanatçıları, eğlenenler, gezenler, bisikletçiler, patenciler, kaykaycılar, süs havuzlarında sıcağı yenmeye çalışanlar :) Cıvıl cıvıl yani şehir... Her tarafta petunyalar. Ankadım ki baharve yaz aylarının Moskova'daki çiçeği lale, buradaki de petunya imiş... Bütün saksılarda, yol kenarlarında rengarenk çiçekler... Hafiften kıskançlık durumları hakim yani.
Neyse yine Peter'in yaz hallerine döneceğim ama bugün Pavlovsk'dan bahsetmek istiyorum. Pavlovsk Peterhof ve Tsarskoe Sole ile rekabete girmeyi çoktan bırakmış bir yer. Yani Peter'e gelen herkes yazlık saray Peterhof ve kehribar odası ile meşhur Katerina sarayın bulunduğu Tsarskoe Selo ile o kadar meşgul ki Pavlovsk arada kaynayıp gidiyor. Oysa her ne kadar Peterhof'a yetişemezse de Tsarkoe Selo kadar güzel bir yer Pavlovsk sarayı ve bahçesi.
2. Katerina (aslında doğrusu Yekaterina'dır) oğlu Pavel'e hediye etmiş bu araziyi. Ama ne arazi gez gez bitiremedik kocaman bir park ve nefis bir peyzajı var. Pavel de buraya bu sarayı yapmış. Her zamanki gibi bol altın kaplamalı odalar sizi bekliyor. Son derece gösterişli ve zengin bir saray ama nedense bana bıraktığı his şu oldu: kendi içinde bir mütevaziliği var...
Sarayın mimarı Charles Kameron. 1782 yılında başlayan inşaat 4 yıl sürmüş. Sarayın dışında, arka tarafında muhteşem bir duvar boyaması var. Sanki sarayın içi görünüyormuş gibi. Nedense fotoğrafını çekmemişim. Eşim çekmiştir mutlaka :)Rokoko ve neo klasiszm tarzında inşa edilmiş saray ve parktaki diğer yapılar. Sarayda pek çok aynayla karşılaşıyorsunuz. Bu da içeri giren ışığı en verimli şekilde kullanmak için tasarlanmış bir teknik. Bunu Peterhof ve özellikle Tsarkoe Selo'da da gördük. Elbette muhteşem heykel ve resim işçiliğinin yanı sıra ipek halılar ve duvar boyamaları da övgüyü hakediyor.
Bahçeye gelirsek... Bahçe yanlış oldu aslında bahçe küçük olur ama burası devasa bir park. Zaten giriş biletini alırken kasadaki bayan bir günde gezemezsiniz demişti ki aynen öyle oldu. Sarayın etrafınındaki yakın bölgeyi gezebildik ancak. Bu arada parkta yine pekçok önemli Rus mekanında gördüğümüz manzarayı yine gördük. Heryerde gelinler vardı :) Bu Ruslar'ın güzel bir adeti. Evlenen çift mutlaka kendileri için önemli sayılacak tarihi bir veya birkaç mekanı ziyaret edip fotoğraf çektiriyorlar. Fakat burada şöyle bir sıkıntı vardı. Bir gelin hariç hiçbirinin damadı ortada yoktu :) Şimdiki aklım olsa ben de evlendiğim gün mutlaka Anıtkabir'i ziyaret ederdim.
Sonuçta çok güzel bir gezi yaptık. Petersburg'a gideceklere tavsiyem, zamanınız varsa Pavlovsk'u es geçmeyin ;)
