16 Eylül 2009 Çarşamba

Yılın ilk gribi hiç hoş gelmedin :(


Zaten havaların bu kadar güzel, ılık ve güneşli gitmesinde vardı birşey... Aslında en tehlikeli zamanlar... Havayı güzel görüp insan kendini hala yaz aylarında gibi hissediyor...


Neyse... sonuçta yılın ilk ve umarım son gribi beni bugün yıktı geçirdi. Uzun süredir böyle kötü olmamıştım sanırım :( Başımı yastıktan kaldıramadım neredeyse. Dışarıdaki güneşli güzel günü de kaçırdım bu yüzden :(


Kış gelse bir dert bu memlekete gelmese bir başka dert. Bol bol su için, sıvı tüketin, metrodan mümkün oldukça uzak durun... Grip çok can sıkıcı bir durum :(

12 Eylül 2009 Cumartesi

Kumdan heykeller




Her yaz kumdan, her kış buzdan heykelleri gezmeye alıştık burada. Ruslar sanatçılıklarını her fırsatta değerlendiriyor malum :) Bu defa kumdan heykeller Park Pabedı (Zafer Parkı)'nda sergileniyor. 2. dünya savaşı ile alakalı bir park olunca sanırım, konu da savaş olmuş. Savaşların tarihi geçmişine göre hazırlanmış heykeller çok güzel ama sayıları yazık ki az. Açıkçası ben çok daha fazla sayıda eser göreceğimi düşünmüştüm. Yine de yolunuz o tarafa düşerse bir görün derim. Bu arada heykeller bekleye bekleye artık kumluktan çıkmış biraz taşlaşmışlar ama :) yine de hala güzeller.

Hazır gitmişken hava güzel olursa bisiklet de kiralayabilirsiniz ;) Park Pabedının muhteşem yeşilliği ve rengarenk çiçeklerin arasında hem çok rahatlatıcı, hem çok eğlendirici oluyor...




2 Eylül 2009 Çarşamba

Izlemeye devam...

Epeydir bloglarla ilgilenmiyordum dogrusu, kendiminki de dahil... Dun soyle bir gezindim dostlarin arasinda. Figoltix Angola'dayken de keyifle izliyordum, hala da ayni keyfi aliyorum blogundan, hafiften bir kiskanclikla beraber :) Kenya notlarina devam... Hem yazdiklari hem fotografladiklariyla iste Kenya... Figoltix Kenya'dan bildirmeye devam ediyor...

1 Eylül 2009 Salı

Tesekkurler Leman Julide :)

ÇAKIL TAŞIN MASALI - Leman Julide K

____________
_____________SEDEN'e masal :)


bir varmış
insan
bir yokmuş
hayat
darmış insana
bazan
- masal
b/olmuş kelama
OL!
deyince tanrı
dağ, taş olmuş
hayat
bazan da,
havadan sudan

derken;
yeşil vadinin yukarısında yaşayan
minik bir çakıl
yuvarlanmış bu masaldan

arkadaşları;
.........güneş
............ yağmur
ve bulutla sek sek oynar,
oynaşırmış gün boyu minik çakıl
mutluymuş onlarla
mutlu olmasına da,
inmek istermiş yine de,
bazan düz ve serin bir ovaya ...

oysa,
ne koşacak ayakları varmış
ne uçacak kanatları
-buna
canı çok ama çok sıkılırmış

işte, günler böylece geçip giderken;
hadi gel, demiş. bir gün arkadaşı rüzgar
- düş koynuma.
''pıt'' etmiş kalbi çakılın
takılıp peşine rüzgarın
bırakmış kendini kollarına
ve,
düşüp ıslanmış yeşil bir ırmağa...

gel zaman ,
git zaman/la
çok sular
geçmiş üzerinden
dereler...tepeler
aşarak
denizleri
güneşi sürmüş
bazan da toprağı alnına...

ve bir gün
bu yolculuktan çok yorulan çakılcık
başı dönüp tüm bunlardan
bir dalganın üzerinden '' hooop '' diye
düş/müş
sıcacık
bir insan avucuna ...

insan bu;
görür görmez sevdalanmış
taşa
çalıp içini
boyamış hemen onu kendi ruhuna...

gökten bir çakıl düşmüş
bir gün ve ''hiç'' bir zaman
TAŞ
OL! mamış
ruhunda İNSAN...


27-July-2009




taş boyamalar SEDEN AKYOL SEZER'e aitir..