26 Eylül 2007 Çarşamba

Milli içki Vodka'nın da bir müzesi var


Rus Tarihi kayıtlarına göz atınca Vodka'ya ilk olarak 1474 yılında rastlanıyor. Bu tarih aynı zamanda 3. İvan'ın 'Ekmek şarabı'nın üretim ve satımı için ilk devlet tekelini kurduğu tarih.Bu tekelin kurulma sebebi ise; ekmek şarabını büyük miktarlarda üretip, hiçbir kuruma bağlı olmadan satan manastırlarla devletin sahip olduğu içki üretim tesislerinin başa çıkamamasıydı.

St.Petersburg'dan Moskova'ya getirilen 'Vodka Tarihi Müzesi'nde Vodka ile ilgili bu ve buna benzer birçok ilginç bilgiyi bulmak mümkün. Müze şimdi İzmailovo'daki 17. yüzyıl ahşap Rus mimarisi örneklerinden birisi olan Tahta Kremlin'de bulunmakta. Müze, ülke tarihinde vodkanın yerinin önemini, ekonomisine, geleneklerine ve kültürüne olan etkisini de yansıtıyor.
Öte yandan Vodka bugünlerde Türkiye'de de çok tüketilen bir içki oldu. Öyle ki, resmi kayıtlarda rakı ile başa baş gidiyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'de piyasaya çıkan yeni bir vodka yapılan tadım testleri sonuçlarına göre dünyanın en iyileri arasında gösteriliyor. Bu votkanın en büyük özelliği ise yapımında yüzde 100 üzüm alkolü kullanılması ve dünyada 5 kez distile edilen sayılı votkalardan biri olması. Yumuşak içimi ve şişe dizaynı ile de oldukça iddialı.

Ülkelere göre içimi farklılık gösterse de ben, Rusya'daki içimi ile ilgili bir şehir efsanesini sizlerle paylaşayım;


Çar Petro yenile yenile yenmesini öğrenmiş ve büyük bir zafer kazanmıştır.Zaferin onuruna bir ziyafet düzenlenir.Tüm büyükelçiler,ülkenin ileri gelenleri Çar'ın huzurunda yemek yerken sofraya sert bir içki getirilir. Ağzına götürenin dudaklarını kavuran içkiyi, konukların içmekte zorlandığını gören Çar ayağa kalkar ve "Vod kak!" (işte böyle) diyerek bir dikişte içer.


İçkinin adı o günden beri 'Vodka' olarak anılır.

Hiç yorum yok: